Memur-Sen "Aile ve Kadın Politikalarına Yeni Bir Paradigma" raporunu kamuoyuyla paylaştı

Kadın Komisyonları Başkanı Sıdıka Aydın: "İstanbul Sözleşmesi ile aynı frekansta olan toplumsal cinsiyet ideolojisine dayalı bütün mevzuat ayıklanmalı ve tasfiye edilmelidir. Sözleşmenin ulusal uygulama yasası olan 6284 sayılı Kanun ilga edilmelidir"

01 Temmuz 2021 - 13:50
Memur-Sen Kadın Komisyonları Başkanı Sıdıka Aydın,​​​​​ "İstanbul Sözleşmesi ile aynı frekansta olan toplumsal cinsiyet ideolojisine dayalı bütün mevzuat ayıklanmalı ve tasfiye edilmelidir. Sözleşmenin ulusal uygulama yasası olan 6284 sayılı Kanun ilga edilmelidir." dedi.

Memur-Sen Kadın Komisyonlarınca, kadın ve aile politikalarının analiz edildiği ve şiddetten arındırılmış bir toplum arayışına katkı sunması amaçlanan "Aile ve Kadın Politikalarına Yeni Bir Paradigma" adlı rapor kamuoyuyla paylaşıldı.

İstanbul Sözleşmesi'nin feshinin ardından çalışılan raporda, toplumsal cinsiyet paradigmasının şekillendirdiği ulusal mevzuat incelendi.

Yasal statüsünden devletin müdahalesine kadar aile kurumunun mercek altına alındığı raporda, "şiddet" olgusu irdelendi.

Memur-Sen Kadın Komisyonları Başkanı Sıdıka Aydın,​​​​​ toplantıda yaptığı konuşmada, sözleşmenin kaldırılmasını "olumlu bir adım" olarak niteleyerek, "Sözleşmenin mevzuata ve politikalara sinen ruhu nedeniyle olumsuz etkisi sürmektedir. Bu bağlamda sözleşmeden çekilmek yeterli değildir. Mevzuatın ve kurumların sözleşmenin ideolojik ruhundan ve zihniyetinden arındırılması gerekmektedir." dedi.

Aydın, Türkiye'nin sözleşmeden çekilerek derin bir kültürel işgal badiresini atlattığını savundu.

Sözleşmenin en büyük vaadi olarak lanse edilmesine rağmen şiddet olgusunu önleyemediğini ifade eden Aydın, "şiddet" kavramının ceza hukukunda da tanımsız bırakıldığını söyledi.

Şiddetle topyekun bir mücadeleye ihtiyaç bulunduğunu belirten Aydın, şunları kaydetti:

"Dün şiddet olgusunun sağlıklı tartışılmasının önündeki en büyük engel, şiddetle mücadeleyi İstanbul Sözleşmesi'ne indirgeyen ideolojik yaklaşımdı. Bugün ise sözleşmenin tahrif ettiği mevzuatın ve tahrip ettiği değerlerin tamiri ile şiddeti kökten önleyecek düzenlemeler ve programların başlatılması için bir kamusal müzakere sürecinin tam zamanıdır. Sözleşmenin iptalini bir son olarak değil, şiddetle topyekun mücadelede bir başlangıç olarak görmekteyiz."

- Öneriler

Aydın, raporda yer alan bazı önerileri de şöyle sıraladı:

"İstanbul Sözleşmesi ile aynı frekansta olan toplumsal cinsiyet ideolojisine dayalı bütün mevzuat ayıklanmalı ve tasfiye edilmelidir. Sözleşmenin ulusal uygulama yasası olan 6284 sayılı Kanun ilga edilmelidir. Şiddetle mücadelede dengesizlik oluşturmayacak, kapsamlı, probleme bütüncül ve yapısal yaklaşan yeni ve daha etkili bir yasa çıkarılmalıdır. Evlenmenin sözleşme hukuku kapsamına alınması, Medeni Kanun'un da bu mantıkla hazırlanması devletin atması gereken en önemli adımlardandır. Kamu organları feminist yönlendirmelerden sıyrılmalı, ailenin korunmasında toplumsal cinsiyet ideolojisinin ötesinde bir yaklaşım benimsemeli, devlet, kadın ve aile politikalarının birbirini zayıflatan iki alternatif olarak gösterilmesine dayanan ideolojik baskıdan azade hareket etmelidir."

Devletin şiddetle mücadele ve aileye müdahale konularında yeni bir paradigmaya ihtiyacının olduğunu belirten Aydın, bunun inşası için toplumsal istişare kanallarının sonuna kadar açılması gerektiğini söyledi.

Hazırlanacak çalışma, mevzuat metinleri ve programların geniş ve nitelikli bir kamusal tartışma sonunda yasalaşmasının ve uygulanmasının önemine işaret eden Aydın, "Bugün kamuoyuna ilan edilecek olan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı'nın hazırlık sürecinde sosyal diyalog mekanizmalarının işletildiğini söylemek pek de mümkün değildir. Bu vesileyle bu gibi planlamalarda sosyal paydaşların, haberdar edilmenin ötesinde istişarelere dahil edilmeleri gerek." diye konuştu.

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emir Kaya da raporun amaç ve yöntemine ilişkin bilgi verdi.