Diyanet İşleri Başkanı Erbaş Yozgat'ta hutbe irat etti:

"Kimliğini muhafaza eden Müslüman’dan beklenen, İslam’ın şiarına yani İslam’ın sembol ve nişanelerine saygı duyması ve onları korumasıdır" "İnancımızın ve karakterimizin şekillendiği ailemizi, göz aydınlığı çocuklarımızı, milletimizin umudu gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizle buluşturalım. Yabancı kültürlerin esiri olmamaları için hep birlikte gayret gösterelim"

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş Yozgat'ta hutbe irat etti:
23 Aralık 2022 - 15:10
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Kimliğini muhafaza eden Müslüman’dan beklenen, İslam’ın şiarına yani İslam’ın sembol ve nişanelerine saygı duyması ve onları korumasıdır." dedi.

Erbaş, Yozgat'ta Çapanoğlu Büyük Cami'de irat ettiği, "Bizi biz yapan değerlere sahip çıkalım" konulu cuma hutbesinde, İslam’ın hedefinin Kur’an ve sünnet çerçevesinde bir Müslüman kimliği inşa etmek olduğunu söyledi.

Bu kimliği inşa ederken de İslam’ın temel ölçüsünün Allah Resulü ile hayat bulan ahlaki ilkeler olduğunu ifade eden Erbaş, bu ilkelerle İslam kültür ve medeniyetinin vücut bulduğunu anlattı.

Adabımuaşeret kurallarının varlıkları anlamlı kıldığını vurgulayan Erbaş, şöyle devam etti:

"Dinimiz, bizi biz yapan bu evrensel değerlere sahip çıkmayı, öz benliğimizden uzaklaştıracak her türlü söz ve davranıştan kaçınmayı emreder. Müslüman kimliğini oluşturan en yüce değer, yaratılış gayemizi hatırlatan, sorumluluklarımızı öğreten ve bizlere şahsiyet kazandıran imandır. Rabbimizin rızasını kazandıran ibadetler, huzur ve mutluluğun kaynağı güzel ahlaktır. Allah Resulü sevgili peygamberimiz Hazreti Muhammed'in ifadesiyle 'Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.' buyurmakta ve bütün insanlığı en güzel ahlaka davet etmektedir."

Erbaş, Müslümanların kulluktan sosyal hayata, giyim kuşamdan yeme içmeye kadar her alanda bu değerlere sahip çıktığında inançlarını ve kültürlerini muhafaza edebildiğini, çağ kapatıp çağ açan medeniyetler kurduklarını, ilim ve bilimde, kültür, sanat ve edebiyatta bütün insanlara önder ve örnek olduklarını anımsattı.

Müslümanların ne zaman kendi inanç ve değerlerinden uzaklaşıp yabancı kültürlerin etkisi altına girmişlerse o zaman kimlik ve aidiyetlerini kaybettiklerine dikkati çeken Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kimliğini muhafaza eden Müslüman’dan beklenen, İslam’ın şiarına yani İslam’ın sembol ve nişanelerine saygı duyması ve onları korumasıdır. Tevhidin sembolü Kabe, ümmet olma bilincinin tazelendiği hac, teslimiyetin simgesi kurban, birlik ve beraberliğimizin nişanesi camiler, şehadetleri dinin temeli olan ezan-ı Muhammedi, kulluğun zirvesi namaz bizi biz yapan İslam'ın şiarlarındandır. Cenabıhak, 'Kim Allah’a ait nişanelere saygılı davranırsa bu, kalplerin takvalı olmasındandır.' buyurmuş, bu sembol ve nişaneleri muhafaza etmenin takvamızın bir gereği olduğunu haber vermiştir.

Ahlaki değerlerin, örf ve adetlerin bozulmaya başladığı, kültürel yabancılaşmanın hızla arttığı bir dönemde yaşıyoruz maalesef. Bu kültürel yozlaşmalardan biri de yılbaşı kutlamalarıdır. Oysaki yılbaşı adı altında yapılan eğlencelerin, bu eğlencelerde yer alan sembolik figürlerin, çam ağaçlarının kesilmesinin tarihimizle, kültürümüzle, inancımızla, medeniyetimizle hiçbir ilgisi yoktur. Yüce dinimiz İslam, bütün kötülüklerin anası olan alkolü, ocakları söndüren, cinayetlerin işlenmesine sebep olan kumarı, alkollü içecekleri haram kılmıştır. Kumarın farklı bir çeşidi olan piyango, toto, loto ve bütün şans oyunları da dinimizce haramdır, günahtır."

- "Kültürüne yabancılaşan bir toplum medeniyet inşa edemez"

Erbaş, toplumların değerleriyle bilindiğini ve onlarla anıldığını, değerleriyle yaşadığını ve onlarla ayakta durduğunu vurguladı.

Hazreti Muhammed'in bu hususta ümmetini uyardığına dikkati çeken Erbaş, şunları kaydetti:

"Peygamber Efendimiz, 'Kim bir kavme benzerse o da onlardandır.' buyuruyor. Öyleyse bizi biz yapan, bizi ayakta tutan ve en güçlü sığınağımız olan değerlerimize sımsıkı sarılalım. İnancımız, tarihimiz ve kültürümüzle bağdaşmayan batıl örf, adet ve gelenekleri hayatımıza yansıtmayalım. İnancımızın ve karakterimizin şekillendiği ailemizi, göz aydınlığı çocuklarımızı, milletimizin umudu gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizle buluşturalım. Yabancı kültürlerin esiri olmamaları için hep birlikte gayret gösterelim. Unutmayalım ki hiçbir millet bir başka toplumun değerleriyle yükselemez. Kültürüne yabancılaşan bir toplum medeniyet inşa edemez. Tarihini bilmeyenler geleceklerini sağlam bir zemine oturtamaz. Hutbemi, Yüce Rabbimizin şu ayetiyle bitiriyorum, 'Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resulüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekatı veren müminlerdir'."

Hutbenin ardından Erbaş, cuma namazını kıldırdı.

Namaz sonrası Erbaş, Osman Savaş'ın cenaze namazını da kıldırdı.