Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kayseri'de din görevlileri ile bir araya geldi:

"Hepimiz Peygamber varisiyiz. Peygamber varisi olmak gibi büyük bir unvanı üzerimizde taşıyor olmak lütufların en büyüğüdür. Şükrü gerektirir, ne kadar şükretsek azdır. Biz insanlığın huzur ve refahı, yeryüzünün imar ve ıslahı için mücadele eden bir teşkilatın mensuplarıyız"

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kayseri'de din görevlileri ile bir araya geldi:
25 Ekim 2022 - 18:45
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Hepimiz Peygamber varisiyiz. Peygamber varisi olmak gibi büyük bir unvanı üzerimizde taşıyor olmak lütufların en büyüğüdür. Şükrü gerektirir, ne kadar şükretsek azdır. Biz insanlığın huzur ve refahı, yeryüzünün imar ve ıslahı için mücadele eden bir teşkilatın mensuplarıyız." değerlendirmesinde bulundu.

Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Kayseri'de Kadir Has Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda din görevlileri ile bir araya gelen Erbaş, yaptığı konuşmada, din görevlilerinin Peygamber varisi olduğunu ifade etti.

Başkanlığın bünyesinde çalışanların ortak isimlerinin hoca olduğunu belirten Erbaş, "Hepimiz Peygamber varisiyiz. Peygamber varisi olmak gibi büyük bir unvanı üzerimizde taşıyor olmak lütufların en büyüğüdür. Şükrü gerektirir, ne kadar şükretsek azdır. Biz insanlığın huzur ve refahı, yeryüzünün imar ve ıslahı için mücadele eden bir teşkilatın mensuplarıyız." ifadelerini kullandı.

Diyanet'i de Mescid-i Nebevi'nin varisi ve şubesi olarak gördüklerini kaydeden Erbaş, Hazreti Muhammed'in diyanet hizmetlerini Mescid-i Nebevi'den yönettiğini anlattı.

- "Topluma güzel örnek olmalıyız"

Sadece imamet noktasında değil, aynı zamanda muallimlik noktasında da Peygamberin varisi olduklarının altını çizen Erbaş, şöyle devam etti:

"Çünkü o ne buyurdu, 'Ben muallim olarak gönderildim.' Sizler imamlarımız, müezzinlerimiz, vaizlerimiz, Kur'an kursu öğretmenlerimiz, hepimiz muallimiz. Cemaatimizin, cemaatin çocuklarının muallimiyiz. Müftülük, vaizlik, hangi unvanda olursak olalım. Çünkü bütün o unvanları üzerinde taşıyan bir Peygamberimiz var. Onu örnek alıyoruz. Onu ilk örnek alacak olan bizleriz. Nasıl ki o Kur'an-ı Kerim'de, 'Üsvetün hasene' olarak tanıtılıyorsa biz de toplumumuzun üsve-i hasenesi olmalıyız. Müftülüklerimizin tüm çalışanları, camilerimizin, Kur'an kurslarımızın muallimleri, imamları, müezzinleri, hepimiz hayırda yarışmamız lazım. 'İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten men eden bir ümmet bulunsun.' İşte o ümmet burada. O ümmetin fertleriyiz biz, direkt muhatabıyız."

Din görevlilerinden sorumluluk sahibi olmalarını isteyen Erbaş, "Sorumluluk duygusu, idealizm duygusu olduktan sonra başarının gelmemesi mümkün değil. Dalga dalga mahallemize, köyümüze, sokağımıza, nerede görev yapıyorsak bu başarının yayılmaması mümkün değil. İnşallah daha çok çalışacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Doğru bilgiyle milletin manevi hayatına rehberlik etmenin önemini vurgulayan Erbaş, bu alan boş bırakıldığında, sahih bilgiden uzak hurafelerle ve aşırı birtakım anlayışlarla toplumu meşgul edenlerin ortaya çıktığına işaret ederek, bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarının çok dikkatli olmasını istedi.

- "Bu çocuklar, bu gençler, bizim gençlerimiz, bizim çocuklarımız"

Erbaş, din görevlilerine Diyanet televizyonu ve radyolarındaki programları takip etmeleri tavsiyesinde bulunarak, "İdeal bir imam, ideal bir müftü, ideal bir vaiz nasıl olur; değerlerimiz, önderlerimiz, bunlarla ilgili programlarımız var. Diyanet televizyonumuz, televizyondan öte bir okul. Çocuk programlarımız var. Diyanet Çocuk Youtube kanalımız var. Onları cemaatimize, insanlara tanıtalım." şeklinde konuştu.

Gençlere yönelik çalışmaların önemine dikkati çeken Erbaş, "Gençlerle daha fazla buluşalım istiyorum. Bir hocamız 10 gence ulaşsın dedik. Çok güzel çalışmalar var. Değil 10 genç, 100, 200, 800 gençle ilgilenen hocalarımız var. Şimdi işte Kayseri'deyiz. Kayseri'de 5 üniversite var. Bu çocuklar, bu gençler, bizim gençlerimiz, bizim çocuklarımız. Gençlik merkezlerimiz, gençlik koordinatörlerimiz, onlar sizlerle birlikte başarıya ulaşacaklar, onları yalnız bırakmayalım." açıklamasında bulundu.

4-6 yaş Kur'an kurslarında 170 bin civarında öğrencinin olduğunu aktaran Başkan Erbaş, "İstiyorum ki her mahallede bir 4-6 yaş sınıfı olsun. İmamlarımız, müezzinlerimiz, vaizlerimiz, hoca hanımlara destek olalım. 10 sene sonrasının gençleri bu çocuklar olacaklar. Kim istemez, Rabbini, Peygamberini, kitabını bilen, büyüğünü, küçüğünü tanıyan, vatanını, bayrağını, ezanını seven gençlere ulaşmayı kim istemez. Hepimiz isteriz değil mi? Bunun yolu işte buradan geçiyor." ifadelerini kullandı.

Erbaş, din görevlilerinden Hazreti Peygamberin, "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz." metodunu unutmamalarını istedi.

- "En büyük imkanımız, imanımız, samimiyetimiz ve gayretimizdir"

Hazreti Peygamberin Arafat'ta, "Size iki şeyi emanet ettim. Onlara sarıldığınız sürece yolunuzu sapıtmazsınız. Allah’ın Kitabı ve Resulünün sünneti." buyurduğunu anımsatan Erbaş, şunları kaydetti:

"Arafat’taki her cümlesi bugün bizim bütün insanlara öğretmemiz, duyurmamız gereken nasihatlerle dolu. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni orada beyan etti Efendimiz aleyhisselatüvesselam. Bizim sorumluluk alanımız sadece Türkiye değil. Yurt dışında Diyanet İşleri Başkanlığının şu an itibarıyla irtibatının olduğu 120 civarında ülke var. Türkiye Diyanet Vakfı olarak yurt içinde, yurt dışında ne kadar çok insana ulaşabilirsek vazifemizi yapmaya gayret ederiz diyoruz en azından. Sorumluluğumuzu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım. Bizler eğer mesai mefhumu gütmeden bunları yaparsak Cenabıhak önümüzü açacak. Bizim şükrümüz, çalışmamız olacak. Daha çok çalışmak, daha çok gönüle girmek, daha çok kalbe girmek.

En büyük imkanımız, imanımız, samimiyetimiz ve gayretimizdir. İhlas, samimiyet, aşk ve heyecan olmazsa olmazımız olmalı. Aşkımız, ihlasımız, samimiyetimiz ve gayretimiz her zaman zirvede olacak. En öncelikli işimiz, özellikle gençlerle, çocuklarla ve aile ile ilgili çalışmalarımızı yürütmek olacak. Türkiye genelinde 438 noktada aile rehberlik bürolarımız var. Aile çalışmalarımızı hızlandırmamız lazım, buna ihtiyacımız var. Ailelerimize, kızlarımıza siz ulaşacaksınız. Onlar kursumuza gelsin de bir şeyler anlatalım diye beklemeyeceksiniz, siz gideceksiniz. Peygamber Efendimiz gitti, Ashab-ı Kiram gitti. Yorulmak yok. Yorulmak kavramını Peygamber Efendimiz lügatinden çıkarmıştı, biz de çıkaracağız. Peygamber varisliği kolay değil. Esnaf, gençler, yaşlılar, çocuklar, engelliler, camiye gelen, gelmeyen bütün insanlarla nebevi yöntemle diyaloğumuz olmalıdır."

Programa, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Cafer Tayyar Doymaz ve İl Müftüsü Yusuf Akkuş ile din görevlileri katıldı.