DEAŞ'ın sözde "Türkiye vilayeti sorumlusu" Kasım Güler'in yargılanmasına devam edildi
Güler: "DEAŞ beni zorla içine aldı. Hilafet ilan edilince, ben de İslam devletinde yaşayayım, dedim. Ailem de yanıma geldi"
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanık Güler ile avukatı katıldı.
Mahkeme Başkanı dava dosyasına gelen evrakı okuduktan sonra savunmasını yapması için sanığa söz verdi.
Güler, 2012 yılında Adana'da silahlı terör örgütü üyeliğinden yargılandığını ve 16 ay tutuklu kaldıktan sonra Suriye'ye kaçak yollardan geçtiğini anlattı.
"Oradaki insanlara yardımcı olmak için ayda iki kez Suriye'ye malzeme götürüyordum." diye konuşan Güler, "DEAŞ beni zorla içine aldı. Hilafet ilan edilince, ben de İslam devletinde yaşayayım, dedim. Ailem de yanıma geldi." ifadelerini kullandı.
O dönemden itibaren terör örgütü DEAŞ içinde faaliyetlere başladığını belirten Güler, şunları anlattı:
"Türkiye'den gelen insanlara yardımcı oluyordum. İnsanlar da beni 'emir' sanmışlar. Bazı kişiler emir olduğum yönünde ifade vermişler. Ben emir değildim. Örgütte 12 kişiden sorumlu olana 'emir' deniliyordu. Ben hiç emirlik yapmadım. 2015'in haziran ayında, uçaklar bulunduğum köyü bombaladı ve sol bacağımdan ağır yaralandım. Uzun süre hastanede kaldım. Sonra örgüt benden savaşmamı istedi ama ben sakattım. Bana bir hastanenin deposu önünde bekçilik görevi verdiler. 2017'nin son aylarına kadar o depoda kaldım.
Ailemle örgütten kaçmaya karar verdik. Ailemi çıkardım ancak 2018'de hakkımda kırmızı bülten çıkartıldığını duyunca ben Suriye'yi terk edemedim. İdlib'e gittim. Orada DEAŞ yoktu, tanıdığım birkaç aile vardı, onların yanında kaldım. HTŞ'nin kontrolündeydi. 2018-2020 arasında orada kaldım. PKK'nın elinden kaçan ailelere yardımcı oluyordum. Ayağımın durumu gittikçe kötüleşiyordu. Ameliyat oldum. Dare ve Binniş ilçelerinde hastanelere gidip geliyordum. HTŞ'nin hastanelerde çok ciddi kontrolü yoktu, hiç yakalanmadım. 2021'nin şubat ayında dizime platin takmışlardı. Hastaneye kontrole giderken bir anda ÖSO'cular ve MİT'çiler ambulansı durdurdu. Yanımda bulunan silah çalışır vaziyette değildi. Zaten Suriye'de herkes silah taşır."
İddianamede geçen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Adalet Yürüyüşü" sırasında örgüte eylem talimatı verdiği suçlamasını reddeden Güler, LGBTİ derneklerine saldırı talimatı da vermediğini öne sürdü.
Emniyet, savcılık ve sulh ceza hakimliğinde avukatı eşliğinde verdiği ifadeleri reddeden Güler, etkin pişmanlıktan yararlanmak istemediğini bildirdi.
Kötü muamele görerek ifadesinin alındığını savunan Güler, hakkındaki tanık beyanlarını reddetti.
Mahkeme başkanının "Önceki ifadelerinde yer, zaman, mekan vererek anlatıyorsun. Bunları kim kurguladı?" şeklindeki sorusuna Güler, "Bilmiyorum. Ben hiçbir zaman emir olmadım." yanıtını verdi.
Cumhuriyet savcısı da sanığın savcılık ifadesinde geçen kişilerin bir sonraki duruşmada tanık olarak dinlenilmesi için müzekkere yazılmasını, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve LGBTİ derneklerinin davaya katılma talebinin reddedilmesini talep etti.
Avukat beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Kılıçdaroğlu ve LGBTİ derneklerinin suçtan zarar görmediği gerekçesiyle davaya katılma taleplerini reddetti.
Mahkeme sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı 5 Eylül'e bıraktı.
- Güler hakkındaki soruşturma
MİT, Terörden Arananlar Listesi'nde kırmızı kategoride yer alan DEAŞ'ın sözde "Türkiye vilayeti sorumlusu Ebu Usame el Türki" kod adlı Güler'in, Suriye'den Türkiye'ye yasa dışı yollarla geçerek sansasyonel eylem yapmayı planladığı bilgisi üzerine çalışma başlatmıştı.
Takibe alınan Güler, Suriye'de düzenlenen operasyonla yakalanarak sorgulanmak üzere Türkiye'ye getirilmişti. Güler'in silah ve patlayıcılarla yasa dışı yollardan Türkiye'ye geçme hazırlığında olduğu belirlenmişti.
Güler'in 2008-2010 yıllarında Afganistan-Pakistan bölgesine geçerek çatışma alanlarında faaliyet gösterdiği, 2014'te DEAŞ'a katıldığı tespit edilmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Güler hakkında "anayasal düzeni ihlale teşebbüs" suçundan dava açmıştı.