Canan öğretmen 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını unutamıyor
Canan Karadeniz: "Her gün okula müfettiş geliyordu. İki nöbetçi öğretmen beni müdür odasına götürüyordu. Sanki ağır bir suç işlemişim gibi ithamlarda bulunuyorlardı" "Vali yardımcısının odasına bir kağıt imzalatmak için girdim. Vali yardımcısı 'sen başörtülü olarak benim odama nasıl girebiliyorsun' diyerek kovdu"
Nevşehir'in Çardak köyünde sınıf öğretmeni olarak görev yaparken 28 Şubat sürecinde, başörtüsü nedeniyle birer yıl arayla farklı yerlere tayin edilen Karadeniz, sürgün psikolojisi ve baskılardan kurtulmak için 2000 yılında istifa etti.
Normalleşme sürecine girilmesiyle 2 yıl sonra yeniden görevine dönen ve 6 yıldır da Ayşe Hümaşah Sultan KYK Kız Öğrenci Yurdu'nda müdürlük görevini yürüten Karadeniz, AA muhabirine, 28 Şubat 1997'deki post modern darbenin ardından artan baskılara maruz kaldığını belirtti.
O süreçte kendilerine yapılan zulmün acısını hayatları boyunca hissettiklerini anlatan Karadeniz, "Her gün okula müfettiş geliyordu. İki nöbetçi öğretmen beni müdür odasına götürüyordu. Sanki ağır bir suç işlemişim gibi ithamlarda bulunuyorlardı. 'Neden başörtü ile derse giriyorsunuz, bu şekilde giremezsiniz' diyorlardı. Ben de arkadaşlarım gibi bu şekilde yaşamak istediğimi belirttim. Davamıza sahip çıktık ama bu durum bize farklı şeyler yaşattı." dedi.
Karadeniz, okulun dışında bekleyen askerlerce giriş çıkışlarda başörtülü olarak fotoğraflarının çekilerek hakkında oluşturulan raporun ilgili kurumlarla paylaşıldığını kaydetti.
28 Şubat sürecinde görev yeri dışındaki alanlarda da sıkıntı yaşadıkları dile getiren Karadeniz, "Vali yardımcısının odasına bir kağıt imzalatmak için girdim. Vali yardımcısı, 'Sen başörtülü olarak benim odama nasıl girebiliyorsun' diyerek kovdu. Seminerlere alınmıyorduk. Vatandaşlar da aynı sorunu yaşıyordu." diye konuştu.
- "Yıllar geçse de unutamıyoruz"
Önce Nevşehir'deki farklı köylere ardından da il dışına tayin edilince 6 ve 4 yaşında iki çocuğundan ayrı kalamayacağı için istifa etmek zorunda kaldığını anlatan Karadeniz, şunları söyledi:
"Üniversite ikinci sınıfta örtünmeye başladım. Başörtüsüne karşı zulmü o dönem okulda hissetmeye başlamıştım. Bizim için başörtüsü değerli. Örtünmemizin sebebi de Allah'ın emri olduğu için. 28 Şubat bizim için ağır bir süreçti. Yıllar geçse de unutamıyoruz. 28 Şubat süreci başladığında Çardak köyünde öğretmenlik yapıyordum. Buradan başka bir köye sürgün ettiler. Orada da bir yıl çalıştım. İnancımın gereği olan başörtüme sahip çıktığım için başımı açmadığımdan Bilecik iline sürgün edildim. Çocuklarımın psikolojisi de bozuldu. O dönemin verdiği sıkıntıyı hayatımız boyunca hissettik. İstifadan iki yıl sonra yeniden göreve başladım. Cumhurbaşkanımızın destekleriyle başörtüsü sorunu ortadan kalkmış oldu."