AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)

"Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un 'Türkiye ve Rusya'nın Libya'dan askerlerini çekmesi' şeklindeki çağrısı, Türkiye açısından bu cümlenin bu şekilde ifade edilmesi bir skandaldır. Türkiye orada bir paramiliter güç olarak bulunmuyor, Birleşmiş Milletlerin tanıdığı meşru hükümetin daveti üzerine eğitim amacıyla orada bulunmaktadır" "Yabancı asker statüsü içerisinde Türkiye'nin değerlendirilmesi kasıtlı bir yanlıştır, bir yalan siyasetidir, kasıtlı bir propagandadır"

15 Kasım 2021 - 19:45
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un 'Türkiye ve Rusya'nın Libya'dan askerlerini çekmesi' şeklindeki çağrısı, Türkiye açısından bu cümlenin bu şekilde ifade edilmesi bir skandaldır. Türkiye orada bir paramiliter güç olarak bulunmuyor, Birleşmiş Milletlerin tanıdığı meşru hükümetin daveti üzerine eğitim amacıyla orada bulunmaktadır." dedi.

Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.

Paris'te düzenlenen Uluslararası Libya Konferansı'na değinen Çelik, Libya'da barışın ve istikrarın sağlanmasının Libya halkının iradesi ile olması gerektiğine işaret ederek, "Burada asıl istikrarı bozucu Hafter güçleri gibi birtakım istikrarsızlaştırıcı unsurlara verilen desteğin, çeşitli ülkelerin vekalet savaşlarını bu şekilde yürütmesinin Libya'ya verilmiş en büyük zarar olduğunu ifade ediyoruz. Bu zirveye, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin davet edilmesi de bir yanlıştır. Yunanistan'ın, Güney Kıbrıs Rum yönetiminin Libya meselesi ile ne ilgisi vardır? Hangi tarafındalar işin, buraya davet ediliyor?" diye konuştu.

Avrupa Birliğinin (AB) müdahil olduğu bu zirvelerin giderek kalitesinin düştüğünü söyleyen Çelik, bu zirvelerin organizasyonunun başka iç politika sahipleri ile yapılmaya çalışıldığını ve birtakım mahalle dayanışmasını öne çıkartmak için ana temalarının bu şekilde zehirlendiğini gördüklerini dile getirdi.

Çelik, zirveye ilişkin yaptığı değerlendirmelere şöyle devam etti:

"Bu zirvede, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un 'Türkiye ve Rusya'nın Libya'dan askerlerini çekmesi' şeklindeki çağrısı, doğrusunu söylemek gerekirse, Türkiye açısından bu cümlenin bu şekilde ifade edilmesi bir skandaldır. Türkiye orada bir paramiliter güç olarak bulunmuyor, Türkiye orada fiili bir militan güç olarak da bulunmuyor. Birleşmiş Milletlerin tanıdığı meşru hükümetin daveti üzerine eğitim amacıyla orada bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin buradaki varlığını birtakım paramiliter güçler ile eş tutmak, kasıtlı bir yanlıştır. Fakat burada aynı zamanda da Türkiye'nin muhatap kabul ettiği Birleşmiş Milletler tarafından tanınan, meşru ve resmi yönetimin de birileri tarafından meşru ve resmi görülmediği, Hafter'le eşit bir pozisyonda görüldüğü şeklindeki bir yaklaşımın yeniden gündeme sürüldüğünü görüyoruz. Bunun tabii kabul edilmesi mümkün değildir. Türkiye, askeri danışmanlık ve eğitim desteğini Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş resmi ve yasal hükümetin daveti üzerine gerçekleştirmektedir. Yabancı asker statüsü içerisinde Türkiye'nin değerlendirilmesi kasıtlı bir yanlıştır, bir yalan siyasetidir, kasıtlı bir propagandadır."

Ömer Çelik, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un bütün beyanatlarında Türkiye'yi hedef aldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Hafter güçlerinin yaptığı katliamların, ortaya çıkan toplu mezarların arkasında Fransa'nın desteği olduğu açık bir şekilde ortaya serildi. Aynı şekilde Suriye'de hem DEAŞ'a hem PKK'ya dönük olarak Fransız şirketlerinin Fransız istihbaratıyla bağlantılı olarak bu terör örgütlerine destek verdiği şeklindeki davalar, Fransa yargısına taşındı ama buna rağmen Sayın Macron bütün bunlarla uğraşacağına bütün bir Fransız dış politikasını Türkiye karşıtlığına indirgemek gibi bir yanlış içerisine giriyor. Türkiye Fransa ilişkileri köklü ilişkilerdir. Türkiye Fransa arasında bir dış politikada birbirinin rakibi olmak gibi bir tutumu desteklemek yanlıştır."

Fransız yayın organlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika'ya ziyaretlerine ilişkin, "Erdoğan'ın Afrika'da ne işi var?" şeklinde rekabet üretilmeye çalışıldığını ifade eden Çelik, "Afrika'yı tapulu mülkü gören, Cumhurbaşkanımızın oraya eşitlik temelinde, eşit ortaklık temelinde gitmesini kendisi için tehdit gören bir zihniyet, baştan aşağı yanlış bir zihniyettir." dedi.

- 5,1 milyon fidan toprakla buluştu

Ömer Çelik, yanan ormanlık alanların ağaçlandırılması ile ilgili de değerlendirme yaptı. Milli Ağaçlandırma Günü etkinliğinde salgın şartlarını dikkate alarak 81 ilde yaklaşık 1000 lokasyonda, yaklaşık 700 bin vatandaşın katılımıyla 5,1 milyon fidanın bir günde dikildiğini aktaran Çelik, orman alanlarının ihyası çerçevesindeki gündemi takibi sürdüreceklerini söyledi.

- Gençleri festivale davet

Çelik, AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığınca 16-21 Kasım'da Başkent Millet Bahçesi'nde gençlere yönelik gençlik ve yerel yönetimler temasıyla düzenlenecek festivale ilişkin de bilgiler verdi.

Festivalin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla açılacağını belirten Çelik, festivalde 21 Kasım Pazar gününe kadar yüzlerce etkinlik yapılacağını anlattı.

AK Partili belediyelerin toplumun her kesimini ilgilendiren faaliyetlerinin sergileneceğini aktaran Çelik, yarın başlayacak festivale Türkiye'nin her tarafındaki gençleri beklediklerini vurguladı.

- "Kuşkusuz herkes bir anda görüşünü değiştirecek diye bir şey yok"

Ömer Çelik, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu kabulüne ve daha sonrasında Karamollaoğlu'nun açıklamalarına ilişkin soru üzerine Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın pozitif katkı sağlayacak şekilde, yapıcı eleştiriler çerçevesinde çeşitli kesimler ile buluştuğunu belirterek, "Karamollaoğlu ile buluşması da saatler süren, son derece iyi geçmiş bir buluşma olarak yansıdı." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Karamollaoğlu ile çok eskiden tanıştığını aktaran Çelik, şunları kaydetti:

"Aralarında köklü bir hukuk var. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımızın Saadet Partisi'nde siyaset yapan çok değer verdiği kimseler var. Partimizde arkadaşlarımızın Saadet Partisi'nde çok yakın arkadaşları var, geçmişte siyaset yaptıkları. Dolayısıyla bu istişareler, bu buluşmalar bu açıdan her zaman faydalıdır. Kuşkusuz herkes bir anda görüşünü değiştirecek diye bir şey yok. Sayın Karamollaoğlu da katıldığı yerleri, katılmadığı yerleri ifade etti. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız da kendisinin eleştirilerine karşı cevaplarını ifade etti. Sayın Cumhurbaşkanımız, ekonomiden dış politikaya kadar kapsamlı bir şekilde kendi siyasi pozisyonunu, partimizin, hükümetin siyasi pozisyonunu net bir şekilde paylaşan bir lider zaten ve hem kıdemi hem tecrübesi açısından da gündemdeki dosyaların en ince ayrıntılarına kadar hakim. Dolayısıyla bu istişareler, bu buluşmalar her zaman faydalıdır, her zaman verimlidir diye değerlendiriyoruz."

(Sürecek)