3. Uluslararası Afet ve Dirençlilik Kongresi başladı
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı: "Aslında bir afet olduğunda nasıl hızlı koşturup mücadele edeceğimize değil, ne tür risklerimiz olduğuna, öncesinde ne yapmamız gerektiğine odaklanıp adım atmamız lazım. Aksi halde, ekonomik ve sosyal olarak bu sorunu yönetebilmemiz mümkün değil" AFAD Başkanı Yunus Sezer: "Afetlere dirençli bir toplum ve ülke oluşturmak için AFAD olarak tüm gücümüzü ortaya koymaya çalışıyoruz. Ancak afet yönetimini tam anlamıyla gerçekleştirebilmek için tüm kurumlarımızın, üniversitelerimizin, STK'lerimizin, özel sektörümüzün ve vatandaşlarımızın zihinsel ve fikirsel olarak afetlere hazır olması gerekiyor" Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık: "İklim kaynaklı afetler için erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesine yönelik yatırımlar hayati öneme haiz. İklim kaynaklı afetlere karşı bilinçlendirme, farkındalık artırma ve eğitim çalışmalarının yaygınlaştırılması çok önemli"
3. Uluslararası Afet ve Dirençlilik Kongresi, "İklim Değişikliği ve Yerel Dirençlilik" temasıyla Afet ve Acil Durum Yönetim (AFAD) Başkanlığında başladı.
Üç gün sürecek kongrenin açılışına, İçişleri Bakan Yardımcısı Çataklı, Eskişehir Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Sukhrob Khojimatov ve AFAD Başkanı Yunus Sezer katıldı. Birleşmiş Milletler Afetlerin Azaltılması Uluslararası Stratejisi Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi Başkanı Octavian Bivol, açılışa telekonferans yöntemiyle bağlandı.
Toplantıda konuşan İsmail Çataklı, dünyada 1960'dan bu yana doğa olaylarının tetiklediği 11 binden fazla afet yaşandığını belirterek, 1960'da 33 afet yaşandığını, bu sayının 2000'de 441 ile zirveye ulaştığını, 2019'da ise 308 afetin meydana geldiğini söyledi.
Ülke genelinde ve iller bazında 2016'da afet risk azaltma çalışmalarına başladıklarını anımsatan Çataklı, Afet Eğitim Yılı olarak belirlenen bu yıl 31 milyon vatandaşa afet farkındalık eğitimi verdiklerini ifade etti.
Çataklı, "Afet meselesi, Türkiye'de maalesef olduğunda gündeme geliyor. Aslında bir afet olduğunda nasıl hızlı koşturup mücadele edeceğimize değil, ne tür risklerimiz olduğuna, öncesinde ne yapmamız gerektiğine odaklanıp adım atmamız lazım. Aksi halde, ekonomik ve sosyal olarak bu sorunu yönetebilmemiz mümkün değil." diye konuştu.
Afetlere müdahale kapasitesini artırmaya yönelik çalışmalara değinen Çataklı, AFAD'ın yanı sıra bütün kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının da kapasite artırımına yönelik girişimlerini önemli bulduklarını dile getirdi.
- "Afet risklerini azaltmak için gayret gösteriyoruz"
AFAD Başkanı Yunus Sezer de ülkenin afet risklerinin azaltılması ve afetlere daha dirençli hale getirilmesi için çalıştıklarını, geçen yıl ilk kez toplanan Türkiye Afet Risklerini Azaltma Platformunun ikinci toplantısını bu yıl yapmayı planladıklarını bildirdi.
Meydana gelen afetlerin, türlerine göre Afet Risk Azaltma Sistemine (ARAS) kaydedildiğini anlatan Sezer, illerin afet tehlikelerinin tek bir haritada görülebileceği proje kapsamındaki çalışmaların da sürdüğünü aktardı.
Sezer, "Afetlere dirençli bir toplum ve ülke oluşturmak için AFAD olarak tüm gücümüzü ortaya koymaya çalışıyoruz. Ancak afet yönetimini tam anlamıyla gerçekleştirebilmek için tüm kurumlarımızın, üniversitelerimizin, STK'lerimizin, özel sektörümüzün ve vatandaşlarımızın zihinsel ve fikirsel olarak afetlere hazır olması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
-"Mukavemeti güçlü toplumlar afetlerin üstesinden daha rahat gelir"
Kerem Kınık da Türk Kızılay olarak afetlerde ve olağan dönemlerde korunmasızlara yardım sağlamak, toplumda yardımlaşma ve dayanışmayı geliştirmek, güvenli kan teminini gerçekleştirmek, zarar görebilirliği ve kırılganlığı azaltmak misyonuyla hareket ettiklerini söyledi.
Bireysel dirençliliği, toplumsal dirençliliğin ön şartı olarak gördüklerini vurgulayan Kınık, "Mukavemeti güçlü bireyler ve toplumlar, doğa ve insan kaynaklı afetlerin üstesinden daha rahat gelir. Bu bireylerin oluşturacağı topluluklar, küresel açlık ve yoksullukla savaşabilir, daha yaşanabilir bir çevre için adım atabilirler." ifadelerini kullandı.
Son 10 yılda tüm afetlerin yüzde 83'ünün sel, fırtına ve sıcak hava dalgaları gibi hava ve iklim bağlantılı olaylardan kaynaklandığını, iklim ve hava bağlantılı afetlerin sayısının 1960'lardan beri arttığını belirten Kınık, şunları kaydetti:
"Bütünleşik afet yönetimi yaklaşımının iklim kaynaklı afetleri de kapsayacak şekilde uygulanması ve bu kapsamda iklim kaynaklı afetler için de müdahale odaklı yönetim anlayışından ziyade, risk odaklı yönetim anlayışının tüm kurumlar ve toplum nezdinde yaygınlaştırılması gerekiyor. İklim kaynaklı afetler için erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesine yönelik yatırımlar hayati öneme haiz. İklim kaynaklı afetlere karşı bilinçlendirme, farkındalık artırma ve eğitim çalışmalarının yaygınlaştırılması çok önemli."